Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Davayı sona erdiren kararlar, usule ilişkin nihai kararlar ve esasa ilişkin nihai kararlar olmak üzere iki gruptadır. Usule ilişkin nihai kararlara dar anlamda “karar” denir. Esasa ilişkin nihai kararlara, “hüküm” denir. Doktrinde ve uygulamada, davayı sona erdiren kararlara ve hükümlere ilişkin çok sayıda teorik ve pratik çalışma bulunmasına rağmen, nihai karar ile tarafların talepleri arasında köprü vazifesi görerek nihai karara ulaşmayı sağlayan ara kararlara ilişkin hazır örnek/pratik çalışma yok denecek kadar azdır. Ara kararların yerine getirilmesi (infazı), usulî işlemlerin icrası ile gerçekleşir. Mahkemelerin her kararı gibi ara kararların da anlaşılır, çelişkiye mahal bırakmayan ve tereddüt uyandırmayan infazı kabil kararlar olmalıdır. İnfazı kabil olmayan ara kararlar, usulî işlemlerin yanlış veya eksik icra edilmesine bunun neticesinde, yargılamanın gecikmesine ve yargılamanın makul sürede sonuçlanmamasına neden olabilecektir. Adil bir karara adil yargılama neticesinde ulaşılabilir, adil bir yargılama ise ancak kanuna ve usule uygun ara kararlar ile mümkündür. Kanun yazım tekniği açısından, düzenlenen bir hususun en kısa ve öz şekilde, tekrara düşmeden belirtilmesi gerekir. Bunun da, kısa bir cümle veya tümce içerisine birçok unsur ve şartların sığdırılması ile birlikte farklı kanun hükümleri arasında bağlantıların kurulması sonucunu ortaya çıkarmaktadır. Bunun neticesinde, kanun metinlerinin anlaşılması ve hafızada kalması diğer metinlere göre çok daha güçleşmektedir. Mümtaz bir avukat veya hâkimin onlarca yıllık tecrübe ve bilgi birikimine rağmen, en basit hükümlerde dahi hatalı uygulama yaptığına rastlanabilmektedir. Nitekim bu gibi durumlar karşısında, Kanun Koyucu da, yanlış uygulamaların giderilmesi amacıyla tarafların maddi hatalarının düzeltilmesi, mahkemenin yargılama sırasında maddi hatalarının düzeltilmesi, hükmün tashihi ve hükmün tavzihi hükümlerinin yanında hükmün tamamlanmasına ilişkin yeni hükümler ihdas etme gereği duymuştur. Uygulayıcının, ezberlenmiş yerleşik ve devamlı bir pratiği bulunmamakta ise, kanuna bakarak dahi, tam bir şekilde karar veya ara karar kurulması kimi zaman mümkün olamamaktadır. Yerleşik bir pratik bulunması halinde dahi, hazır şablonların kullanılmaması durumunda istenmeyen zaman kayıpları yaşanabilmekte ve gözden kaçan hususlara rastlanabilmektedir. Eserde, uygulamada gözden kaçan hususların en aza indirilmesi ve zamandan tasarruf amacıyla, Hukuk Muhakemeleri Kanununun duruşmalarda, gerekçeli kararlarda ve ek kararlarda uygulaması bulunduğu değerlendirilen maddeler dikkate alınarak; ara karar şablonlarının, usulî işlem şablonlarının, usulî karar şablonlarının ve usulî gerekçe şablonlarının hazır örnekleri, HMK sistematiğine göre sıralanarak yer almıştır. Eserde yer alan şablonlar ile tam bir şekilde karar veya ara karar kurulabilmesine, usulî işlemin eksiksiz icrasına yardımcı olunması, dayanak kanun hükmü ve dikkat edilmesi gereken hususların neler olduğuna hazır bir şekilde ulaşılabilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla eser, özellikle mesleğe yeni başlayan hâkimler, avukatlar ve kalem personeli gibi hukuk uygulayıcıların yararlanmasına sunulmuştur. Eser, uygulayıcıların hizmetine, yardımcı kaynak olarak sunulmuştur. Eserdeki şablonların, yüzde yüz doğru, eksiksiz, genel geçer, kesin ve değişmez nitelikte olduğu iddiası bulunmamaktadır.
Verilerin aktarımı devam etmektedir
Bu kitap aşağıdaki Dijital Hak Yönetimi (DRM) Koşullarıyla belirlenen süre için kullanılabilmektedir:
Dear users, the source you want to download is used by the law No. 5846 on intellectual and artistic works and in accordance the copyright law it will be downloaded as encrypted for a period of 3 days. When time expires, your right to access the corresponding resource offline is over. In this context, you want to continue to download the source?