Ceza kanunlarının mecburiliği ilkesi gereği, bir ülkede geçerli olan ceza kanunları, kural olarak, bu kanun hükümlerini ihlâl eden bütün kişiler bakımından herhangi bir ayrım yapılmaksızın uygulanır. Ancak, bazı durumlarda suçu işleyen(ler) çeşitli sebeplere dayandırılarak cezalandırılmamaktadır. Sayısı fazla olmayan bu durumlara ilişkin, iç hukukta örneğin cumhurbaşkanının kişisel suçları sebebiyle sorumsuzluğu, milletvekillerine atfedilen yasama dokunulmazlığı gösterilebilecekken, uluslararası hukukta en belirgin örneklerden birini diplomatik temsilcilere tanınan ceza yargısından muafiyet teşkil etmektedir. Uluslararası ilişkiler ve özellikle de hukuk açısından bakıldığında, diplomatik temsilcilere tanınan ayrıcalık ve bağışıklıklar uluslararası hukukun bu alandaki en eski kurallarını teşkil etmesine karşılık, zaman zaman beraberinde tartışmaları getirmiş ve gelinen son nokta devletler arasındaki genel uygulamayı benimseyen 1961 tarihli Diplomatik İlişkilere Dair Viyana Sözleşmesi ile de de jure olarak ortaya konulmuştur. Bu çalışmada, genel olarak diplomatik ayrıcalık ve bağışıklıkların ceza yargılamasından muafiyeti incelenecektir.
Verilerin aktarımı devam etmektedir
Bu kitap aşağıdaki Dijital Hak Yönetimi (DRM) Koşullarıyla belirlenen süre için kullanılabilmektedir:
Değerli kullanıcımız, indirmek istediğiniz kaynak 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri kanunu kapsamında kullandırılmakta olup, telif hakları doğrultusunda 3 gün süreyle şifreli olarak indirilecektir. Süreniz dolduğunda ilgili kaynağa çevrimdışı erişim hakkınız bitecektir. Bu kapsamda kaynağı indirmeye devam etmek ister misiniz?
İndirdiğiniz kaynağı görüntülemek için yönergeyi takip ediniz