Doğa kendi hâlinde kusursuz bir denge içindeyken insanlığın doğaya ilk müdahalesi olan “tarım” faaliyetlerinin başlaması ile bu denge altüst olmuştur. Tarımın keşfiyle toprağı işleyen ve üretime geçen insan, zamanla toprak üzerinde hâkimiyet kurmaya başlar; doğayı kendisine köle yapar. İnsanın doğa üzerindeki etkisi ilk zamanlar şu anki gibi tehlike arz etmiyordu. Gün geçtikçe artan nüfus yoğunluğu ile insanın icat ettiği her şey (tarım aletleri, ilaçları, vb.) doğanın tahrip olmasına neden oldu. Bir kez müdahale edince eskisi gibi olmayan her şey gibi doğa da ona karışılmasına, özünün değiştirilmesine tepki göstermiştir. Bu tepkiyi duyan ve muhatap alan tek insan belki de doğanın ve tarımın babası diyeceğimiz “Masanobu Fukuoka”dır. Onun felsefesinde, her şey doğanın akışına bırakılmalıdır. Geleneksel tarım uygulamalarının aksine o, deneme yanılma yoluyla, toprağı dinleyerek ve gözlemleyerek hareket etmiştir. Çünkü aniden hiçbir şey değiştirilemez; zamanla, doğanın sesine kulak vererek, doğayla beraber hareket ederek bu değişiminin faydalı olacağını düşünmüştür. İnsan doğaya hâkim olmak yerine, onunla yaşamayı öğrenmelidir. Doğanın, insanlara ihtiyacı yoktur. Biz olsak da olmasak da “doğa” kendini yeniler. Doğanın bize ne anlatmak istediğini anladığımız an bizler de özgürlüğümüze kavuşmuş olacağız.
Verilerin aktarımı devam etmektedir
Bu kitap aşağıdaki Dijital Hak Yönetimi (DRM) Koşullarıyla belirlenen süre için kullanılabilmektedir:
Değerli kullanıcımız, indirmek istediğiniz kaynak 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri kanunu kapsamında kullandırılmakta olup, telif hakları doğrultusunda 3 gün süreyle şifreli olarak indirilecektir. Süreniz dolduğunda ilgili kaynağa çevrimdışı erişim hakkınız bitecektir. Bu kapsamda kaynağı indirmeye devam etmek ister misiniz?
İndirdiğiniz kaynağı görüntülemek için yönergeyi takip ediniz