“Ciğerlerimiz yanıyormuş”; yanmamalıymış! Bu söz onlarca yıldır kime söyleniyor; bana mı, size mi; kime? Peki söyleniyor da ne oluyor? “Dün” on beş gün içinde en az yüz elli bin hektar orman ve maki ekosistemi yanmışken “bugün” yalnızca Marmaris’te üç gün içinde en az beş bin hektar orman ekosistemi cayır cayır yanabiliyor. Ormanlarda ne bağı, bahçesi, köşkü ne de villası olan kimi yurttaşlarımız gözyaşlarını tutamıyor. Kimi, gencecik yaşında söndürme işçilerine su taşırken canını yitiriyor; bir yıl bile geçmeden unutulup gidiyor. Kimileri yüzeysel bilgileriyle yalnızca uçak, helikopter vb araçların yetersizliğinden yakınırken gerçekte kimlerin değirmenine su taşıdığını ayırt edemiyor. Kimileriyse ülkemizde orman yangınları ile yol açtığı yıkımların neden en aza indirilemediğini, dahası giderek neden ve nasıl büyüdüğünü tüm boyutlarıyla sorgulamak yerine siyasal iktidarın “küresel ısınma”, “şiddetli rüzgâr”, “çok düşük nem oranı” vb açıklamalarıyla yetiniyor. Ama doğal ortamları, varlıkları gerçekten de içtenlikle seven, onları sayan yurttaşlarımız da var; üstelik hem giderek bilgilenip bilinçleniyor hem sayıları artıyor hem de daha etkin çabalara giriyor. İyi ki varlar.
Verilerin aktarımı devam etmektedir
Bu kitap aşağıdaki Dijital Hak Yönetimi (DRM) Koşullarıyla belirlenen süre için kullanılabilmektedir:
Dear users, the source you want to download is used by the law No. 5846 on intellectual and artistic works and in accordance the copyright law it will be downloaded as encrypted for a period of 3 days. When time expires, your right to access the corresponding resource offline is over. In this context, you want to continue to download the source?