Tanık, muhakeme hukukunun en eski ve vazgeçilmez delil kaynakları arasındadır. Tanığın beyanını doğruluk ve dürüstlük esaslarına bağlı olarak sunması, adaletin gerçekleştirilmesi için büyük önem taşır. Bu önem sebebiyle tanık yalanları, tarihin çok eski devirlerinden beri ceza hukukunun ilgi alanındadır. Ancak yanlış tanıklık ile yalan tanıklık birbirinden farklıdır. Tanık beyanı ve bu beyanın doğruluk imkânı, tanığın fizyolojik ve psikolojik gerçekleriyle kısıtlıdır. Algıyı etkileyen insani kusurlar, beyanın gerçekliğine de gölge düşürebilir. Dürüstlüğünden kuşku duyulmayan kişilerin tanıklıkları bile resmin bütününü görmeyi engelleyen boşluklar veya o bütünü başkalaştıran hatalar içerebilir. Dünya genelindeki pek çok emsali gibi hukuk sistemimiz, tanıkların gerçek dışı beyanlarından sadece kasta bağlı olanlarını, yani bilerek ve isteyerek yalan söylemeyi yaptırıma bağlamıştır. Bu nedenle, tanık beyanları değerlendirilirken, beyanın doğruluğu üzerinde etkili olan hata kaynaklarının da dikkate alınması gerekmektedir. Kitapta, yalan tanıklık suçu, suçun manevi unsuruyla yakın bağ içindeki bu hata kaynakları da dikkate alınarak ayrıntılı biçimde irdelenmektedir.
Verilerin aktarımı devam etmektedir
Bu kitap aşağıdaki Dijital Hak Yönetimi (DRM) Koşullarıyla belirlenen süre için kullanılabilmektedir:
Dear users, the source you want to download is used by the law No. 5846 on intellectual and artistic works and in accordance the copyright law it will be downloaded as encrypted for a period of 3 days. When time expires, your right to access the corresponding resource offline is over. In this context, you want to continue to download the source?