Adi Konkordatoda Geçici Mühlet Kararının Etkileri

İcra ve İflâs Kanununun konkordatoya ilişkin hükümlerinde 7101 sayılı Kanun ile önemli değişiklikler yapılmıştır. Bu değişikliklerin başında konkordato talebi ile birlikte borçluya geçici konkordato mühleti verilmesine ilişkin hükümlerin sevki gelmektedir. Borçlu lehine verilen geçici mühlet bir taraftan onun kesin mühleti hak edip etmediğinin tespitine yönelik bir kanaat oluşturulması aşamasını ifade derken diğer taraftan da bu dönem içerisinde borçlunun malvarlığının korunmasına hizmet etmektedir. Geçici mühlet döneminde uygulamada birçok sorunla karşılaşılmaktadır. Bunlara özellikle, kesin mühlet döneminde komiserler tarafından yapılması gereken bazı işlemlerin geçici mühlet döneminde yapılıp yapılamayacağı, faize ilişkin uygulamalar, ödeme yasağının başlangıç anı, bu dönemde konkordato alacaklılarına ödeme yapılıp yapılamayacağı, bazı kararlara karşı kanun yoluna başvurulup vurulamayacağı, derdestlik, sürekli borç ilişkilerinin durumu, alacak bildirimlerinin akıbeti ve konkordato ile bağlı olmayan alacaklılara ödeme yapılması gibi sorunlar örnek olarak verilebilir. Geçici mühlet kurumunun hukukumuz bakımından yeni bir müessese olması, bu konuda yazılmış monografik bir çalışmanın bulunmaması ve yukarıda işaret ettiğimiz uygulamada yaşanması muhtemel problemler dikkate alınarak “Konkordatoda Geçici Mühlet Kararının Etkileri” tarafımdan Mesut KÖKSOY’a doktora tez konusu olarak önerilmiştir. Konkordatodan beklenen amacın gerçekleşmesi için geçici mühlet aşamasında alacaklıların, borçlunun ve kamunun menfaatlerinin telif edilmesi bir zorunluluktur. Kanun koyucu işaret ettiğimiz menfaat grupları arasındaki dengeyi telif etmek ve geçici mühletin kendisinden beklenen fonksiyonu ifa etmesini sağlamak üzere geçici mühlet kararı ile birlikte bir de geçici konkordato komiseri atanmasını öngörmüştür. Kanun koyucu geçici mühlete ilişkin detaylı düzenlemeler yapmak yerine, geçici mühletin kesin mühletin hukuki sonuçlarını doğuracağını hüküm altına almıştır. Ayrıca ortaya çıkması muhtemel bazı sorunları önlemek amacı ile kesin mühletin kaldırılması ve reddine ilişkin hükümlerin kıyasen geçici mühlet hakkında da uygulanacağına dair özel bir hüküm sevk etmiştir. İşaret ettiğimiz düzenlemelerden hareketle Dr. Köksoy, mukayeseli hukuku da dikkate alarak öğreti ve uygulama görüşlerini çalışmasına yansıtmış, gerekli yerlerde kendi görüşlerini de cesurca ifade ederek çalışmaya özgünlük kazandırmış; bu dönemde ortaya çıkan veya çıkması muhtemel sorunlara ilişkin yerinde çözüm önerileri sunarak çalışmasını zenginleştirmiştir.