Küresel iklim değişikliği artık dünyanın gündeminde. Yerkürenin iklimi hızla değişiyor. Sıcaklıklar artıyor, buzullar eriyor, ani seller, şiddetli fırtınalar meydana geliyor, hortumlar çıkıyor, deniz seviyesi yükseliyor. Aşırı iklim olayları son yıllarda adeta birbirini tetikliyor. İklim değişikliği ve küresel ısınma hakkında bilim dünyasının yıllardır ürettiği senaryolar bir bir gerçek oluyor. Kısa süre önceye kadar ancak beyazperdeden izledikleri gerçek üstü manzaralara insanlar artık gerçekten tanık oluyorlar. Bilimsel çalışmalar iklim değişikliğine bu kez insanın bizzat neden olduğunu ortaya koyuyor. Son yüzyılda başta sera gazlarının salımı ve orman tahribatı gibi insan faaliyetleri nedeniyle yerkürenin sıcaklığının ortalama 0,7°C arttığı biliniyor. Sera gazlarının salımı derhal durdurulsa bile iklim değişikliğinin etkilerinin yüzyıllarca devam etmesinin artık kaçınılmaz olduğu düşünülüyor. Çanlar herkes içim çalıyor. Peki, Türkiye iklim değişikliğinin neresinde? Alanında ilk ve en kapsamlı Türkçe çalışma olan Türkiye'de İklim Değişikliği Siyaseti, işte bu soruya bir yanıt veriyor. Termik santrallerden, Akkuyu nükleer santral projesine; dereleri kurutan HES'lerden, kuşların göç yolları üzerine kurulan RES'lere; kentsel dönüşüm adı altında yağmalanan tarihimize ve kültürel sermayemize; kadın hareketlerinden, üç beş ağaç nedeniyle çıkan Gezi İsyanı'na; iktidar güdümlü STK'lardan, halk tabanlı kitle örgütlerine; Türkiye'deki yavaş şehir örneklerinden yeşil ekonomi hamlelerine kadar, Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadele serüvenini dünyadan örneklerle karşılaştırarak anlatıyor ve bu konudaki siyasetsizliğini ifşa ediyor.