Her geçen gün karmaşıklaşan yaşam ilişkileri karşısında kişilerin bir araya gelerek suç işlemeyi tercih ettikleri, böylelikle iştirakin giderek yaygınlaşan bir suç işleme biçimi haline geldiği maddi bir vakıadır. Özellikle bilişim sistemlerinin de gelişmesine paralel olarak, örgütlü suçlar ile ekonomik suçların işlenmesinde çok farklı iştirak şekilleri ortaya çıkmaktadır. Bu durumda suç ortaklarının iştirak şekillerinin ortaya konulması, fail ya da şerik olarak ceza sorumluluklarının tespiti, suç genel teorisinin önemli bir sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda suça iştirak; faillik ve şerikliği kapsayan bir üst kavram olarak kabul edilmekte, şeriklik de azmettirme ve yardım etme şeklinde iki farklı görünüme sahip bulunmaktadır. Kanunda; suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişiler, (müşterek) fail olarak tanımlanmakta, failin bu objektif koşulun yanında fiilin işlenişi üzerinde hâkimiyet kurması da gerekmektedir. Şerikin davranışlarının bağımsız bir haksızlık içeriğine sahip olup olmadığı ise öğretide tartışmalı olup, şerikin sorumluluğu failin fiiline bağlı olarak bağlılık kuralı vasıtasıyla belirlenmektedir. Çalışmada suça iştirak kurumunun hukuki esası, teorik görüşler ve uygulama çerçevesinde ortaya konulmuştur. Çalışmada ayrıca; özgü suçlarda iştirak, akim (neticesiz) kalmış azmettirme, nötr hareketler aracılığıyla yardım, iştirak halinde işlenen suçlarda gönüllü vazgeçme, nitelikli hallerin suç ortaklarına sirayeti ve bağlılık kuralının uygulanması gibi tartışmalı konulara yer verilmiş; faillik, azmettirme ve yardım etme bakımından özellik gösteren durumlar örnekler üzerinden tartışılmak suretiyle ele alınmıştır.