Resmi Defter Tutma Ve Mirasın Tutulan Deftere Göre Kabulü

Mirasbırakanın ölümü ile yasal ve atanmış mirasçılar bir yandan mirasbırakanın devri mümkün tüm malvarlığı değerlerini kendiliğinden, hiçbir tasarruf işlemine ihtiyaç olmaksızın, kazanırken bir taraftan da mirasbırakanın devri mümkün tüm borçlarından da şahsen tüm malvarlıkları ile sorumlu hale gelirler. Mirasçıların, mirasbırakanın kendilerince bilinmeyen borçlarından şahsen tüm malvarlıkları ile sorumlu olma tehlikesini bertaraf etmeleri için; ellerinde mirası reddetme veya mirasın resmi tasfiyesini talep etme imkânı dışında, mirasın resmi defterinin tutulmasını talep etme ve bunun sonucunda dilerlerse tutulan bu deftere göre kabul etme imkânı da bulunmaktadır. Mirasın resmi defterinin tutulması, bir yandan mirasçıların tereke hakkında daha net bir bilgiye sahip olmasını sağlarken; diğer yandan da seçim hakkını kullanma bakımından mirasçılara hem ek süre tanımış olur hem de seçim haklarına bir ek imkân getirerek deftere göre kabul etme olanağı sağlar. Ayrıca süreç boyunca terekenin değerinde değişime sebebiyet verebilecek tüm işler bir müddet durur. Çalışmada resmi defter tutma talebinin kim tarafından, ne zaman ve nasıl yapılması gerektiği detaylıca incelendikten sonra, defter tutma sürecinin ne gibi hukuki sonuçlar doğuracağı açıklanmıştır. Ardından mirası deftere göre kabulün hukuki sonuçları detaylıca incelenmiştir. Tüm bunlara ek olarak mirasçılar, terekenin resmi defterinin tutulmasından sonra mirası ister deftere göre ister kayıtsız şartsız kabul etsin; mirasbırakanın deftere kaydedilmiş kefalet borçlarından icra iflas hükümlerince orantılı olarak sorumlu olacakları üzerinde durulmuş ve örneklerle bu sorumluluğun kapsamı açıklanmıştır.