Çalışmamızda MÖHUK m. 38 hükmünde düzenlenen, yabancılık unsuru içeren rekabetin engellemelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklara uygulanacak hukuk konusu incelenmiştir. Bunun için ilk olarak rekabet hukukunun kendine has özellikleri ve bu özelliklerin milletlerarası özel hukuka yansımaları üzerinde durulmuştur. MÖHUK m. 38 hükmüne göre rekabetin engellemelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklara piyasası doğrudan etkilenen ülke hukukunun uygulanması gerekmektedir. Ayrıca Türkiye'de rekabetin engellenmesine yabancı hukuk uygulanırsa, Türk Hukukunda verilecek tazminattan daha fazlasına hükmedilemez. Bu madde hükmünde bağlama konusu "rekabetin engellenmesinden doğan talepler"; bağlama noktası ise "rekabetin engellenmesinden doğrudan etkilenen piyasanın bulunduğu ülke hukuku" olmaktadır. Dolayısıyla çalışmamızda rekabetin engellenmesinden ne anlaşılması gerektiği ve rekabetin engellenmesi durumunda ne gibi taleplerin söz konusu olabileceği hususları üç kat tazminat da dâhil olmak üzere, vasıflandırmada kendisine en çok taraftar toplayan lex fori prensibi çerçevesinde, başta Rekabetin Korunması Hakkında Kanun hükümleri ve bu kanunda 16 Haziran 2020 tarihinde kabul edilen 7246 sayılı Kanun ile yapılan kapsamlı değişiklikler olmak üzere rekabet hukukunda yer alan tüm ikincil mevzuat, rekabet kurumu kararları ve kılavuzlar da işlenerek incelenmiştir. Bu incelemeler sonunda görülmüştür ki, MÖHUK m. 38 hükmü yabancılık unsuru içeren rekabet engellemelerinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın çözümünde yetersiz kalmakta ve bazı sorulara yanıt verememektedir. Çalışmamızda bu eksiklikler tespit edilerek özellikle piyasası doğrudan etkilenen ülke hukukunun birden fazla olması durumunda hangi ülke hukukunun uygulanacağı ve buna bağlı olarak getirilen mozaik etkisi, Roma II Tüzüğü m. 6/3(b) hükmünde getirilen çözüm önerileri, dağıtıcı fikir (distributive idea), dépeçage (parçalama), kaçış hükümleri, taleplerin yarışması, etkilenmenin doğrudan değil de dolaylı olması halinde ne yapılacağı, piyasası doğrudan etkilenen ülke hukukunda rekabet düzenlemelerinin olmaması durumunda ne yapılacağı, uyarlamanın mümkün olup olmadığı hususları üzerinde durulmuş ve her çözüm önerisinin olumlu ve olumsuz yönleri karşılaştırmalı hukuktan yararlanarak incelenmiş ve çözüm önerileri getirilmeye çalışılmıştır.