Eğitimde Ahlak Ve Etik

Evrendeki her şeyin kendisiyle anlam kazandığı ve kendisinin de hissettiği, duyduğu ve gördüğü her şeyi anlamlandıran insanın eğitimi dünyanın en zor ve en önemli çabası olarak kabul edilmektedir. Bu çabanın değer kazanması, bireylerin, toplumların ve devletlerin eğitim sürecinden bekledikleri, “bilgi”nin beraberinde “erdem”in de yer almasıdır. “Erdem”in eşlik etmediği “bilgi”nin her zaman bireylere, toplumlara ve devletlere fayda sağlayacağı iddia edilemez. “Erdem”, eğitim sürecinde ahlaki ve etik duygu, düşünce, bilgi, tutum, davranış ve alışkanlıkların kazanılmasıyla mümkündür. Ahlak ve etiğin yer almadığı eğitim sürecinde, bireylerin öğrendikleriyle kendilerine, başkalarına ve çevreye zarar verme durumları söz konusudur. Böyle bir sonucun, eğitim için yapılan yatırımları, gösterilen çabaları ve beklentileri boşa çıkarması muhtemeldir. Eğitimde ahlak ve etik, bireylere bildiklerinden ve yaptıklarından sorumlu olduğu bilincini aşılamakta; olaylara ve olgulara sadece maddi boyutta değil, manevi boyutta da bakması gerektiği inancını kazandırmaktadır.