Varlığını devam ettirmek isteyen bütün örgütler, var olma nedeni olan amacını gerçekleştirme derecesini sürekli olarak bilmek ve izlemek durumundadır. Bu örgütsel olgu, sürekli bir izleme, inceleme, değerlendirme ve geliştirme etkinliğini kapsayan teftişin önem ve zorunluluğunu göstermektedir. Bu anlamda teftiş, işleyen süreci kontrol ederek, süreçteki sapmaları düzelterek ve süreci geliştirerek örgütlerin sağlıklı olarak yaşamasına yardımcı olur. Teftiş yoluyla kurumun amaçları daha iyi anlaşılır, süreçler izlenir, amaçlara ulaşmaya çalışılır, ulaşılamadığı durumlarda gerekli önlemlerin alınması sağlanır. Eğitimde teftiş anlayışı, öğrenme öğretme sürecini geliştirmeyi amaçlar. Gittikçe karmaşık bir nitelik kazanan eğitim sistemi, eğitim işgörenlerinin rolünü değiştirmekte ve zorlaştırmaktadır. Bu süreçte işgörenler görevlerini yaparken, yeterliklerine, bireysel eğilimlerine, örgütün içinden ve dışından gelen etkilere göre görevlerinin gerektirdiğinden değişik eylem ve işlemlerde bulunabilirler. Bu gibi durumlarda teftiş, işgörenin birçok yönden geliştirilmesini, yeterli hale getirilmesini ve eksiklilerinin giderilmesini sağlamaktadır. Bu anlamda teftiş, işgörenlerin mesleksel gelişmelerini teşvik eden, onları eğiten, çalışanların verimini arttırıcı etkinlikleri ortaya koyan ve değerlendiren bir süreç olarak görülür. Teftiş, öğrenme öğretme ortamının analizi, ortamın değerlendirilmesi ve sürecin geliştirilmesi gibi işlevleri üstlenmiştir. Burada teftişin ulaşmak istediği hedef, eğitim değişkenlerinin düzenli çalışmasını sağlayarak, eğitim öğretim gören öğrencilerin öğrenmeleri üzerinde olumlu etkiler yapmaktır. Eğitim örgütlerinde işgöreni, örgütü ve eğitim öğretim sürecini geliştirmek için teftiş etkinliklerinin sürekli olarak yapılması gerekmektedir. Türkiye’de teftiş uygulamaları, belli yasal düzenlemeler çerçevesinde yürütülmektedir. Türkiye’deki bu uygulamaların gelişmiş bazı Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında ne gibi sonuçlar verdiği önemli görülmektedir. Bu kapsamda hazırlanan kitap, hem Türkiye’deki hem de bazı Avrupa Birliği ülkelerindeki müfettişlerin işe alınması ve yetiştirilmeleri, teftiş sisteminin yapısı, müfettişlerin çalışma koşulları, sorumluluk alanları, eğitim politikasındaki rolleri, pozisyonları, denetleme sürecinde müfettişlere verilen hizmet içi eğitimi kapsamaktadır. Bu bağlamda, müfettiş görüşlerinden yararlanılarak ve ülkeler arasında karşılaştırma yapılarak Türkiye’deki teftiş uygulamalarında ne derece yenilenme ihtiyacı olduğu tartışılmıştır. Bu yönüyle düşünüldüğünde, kitabın teftiş eden ve edilenler için yol gösteri olacağı umulmaktadır.