Sosyal güvenlik hakkı, isteğe bağlı sigorta, borçlanmalar gibi birkaç istisna dışında hemen tüm sosyal güvenlik sistemlerinde çalışma ilişkisine dayanmaktadır. Sigortalının ya da ailesinin sosyal güvenlik haklarından faydalanması için, belli bir süre çalışmak ve prim ödemek gerekmektedir. Tam zamanlı çalışmanın giderek azalması, esnekliğin getirdiği kısmi süreli ve çağrı üzerine çalışma gibi atipik çalışma şekilleri, çalışma ilişkisine sıkı sıkıya bağlı olan sosyal güvenlik haklarından yararlanmayı olumsuz etkilemektedir. Bu olumsuzluk bazen sosyal güvenlik hakkından yararlanmak için gereken sigortalılık sürelerinin ve prim gün sayılarının tamamlanmasında, bazen de edimlerin miktarında kendini gösterir. Hatta ev hizmetlerinde çalışanlar, yükseköğretim kurumlarında çalışan öğrenciler, sanatçılar, şoförler gibi bazı meslek gruplarına mensup kısmi süreli çalışanlar için, tüm sigorta kollarına tabi olmama, işverenin bir kısım sigorta primlerinden sorumlu olmaması gibi düzenlemeler ile bu dezavantajlı durum yasal hale getirilmiştir. Kısmi süreli çalışmanın yarattığı bu olumsuzlukları gidermek ve kısmi süreli çalışanların sosyal güvenlik haklarını genişletmek için mevzuatımızda bazı düzenlemeler bulunmaktadır. Bununla birlikte, bir kısmı başka ülkelerde halen uygulanmakta olan yapılabilecek yeni düzenlemeler de mevcuttur. Bu çalışmada, tüm sosyal sigorta dalları incelenerek kısmi süreli çalışmanın sosyal güvenlik hakları üzerindeki olumsuz etkileri, bu etkilerin giderilmesi için mevcut düzenlemeler ve yapılabilecekler ele alınmıştır.