Kısa Orta Çağ Tarihi

Bu eserde, binlerce araştırma ve tarihsel kanıttan süzülen bilgilerin, Orta Çağ tarihi konusunda bilgi sahibi olmak isteyen her düzeyde okuyucuya yararlı olacak şekilde sunulması hedeflenmiştir. Kısa Orta Çağ Tarihi isimli bu kitapta; Orta Çağ’ı hazırlayan koşullar, Orta Çağ’a özgü kavramlar, Orta Çağ’da genel siyasi görünüm, feodalite, savaşlar, veba ve salgın hastalıklar, Orta Çağ’da doğu dünyası ve Türk-İslam tarihi bölümleri vardır. Hem ekonomik hem de siyasi anlamda kendine özgü değerleri olan tarihin bu özel dönemine ilişkin bilgi vermek pek çok açıdan zorluklarla doludur. Bir yandan kaynak dillere hâkim olma zorluğu diğer yandan tarihsel olarak uzun bir süreyi kapsaması en başta gelen zorluklardır. Ayrıca, Orta Çağ tarihi doğrusal olarak ilerlemediği için onu yazmak da doğrusallık içermez. Orta Çağ’ı Doğu ve Batı Orta Çağı olarak ayırdığımızda tarihsel yazım daha da karmaşık bir hal almaktadır. Antik Roma Uygarlığı’nın yıkıntıları üzerinde ortaya çıkan Orta Çağ tarihini yazmanın bir diğer zorluğu başlangıç ve bitiş tarihlerinin göreli olarak farklılaşmasıdır. Bu eserde Orta Çağ’a ilişkin temel olgular ve söz konusu bilgileri paylaşılmaktadır. Orta Çağ’a damgasını vuran olgulardan biri de veba ve salgın hastalıklar olgusudur. Toplumlar üzerinde derin etkiler bırakan bu olgu da bu eserde detaylı bir biçimde ele alınmıştır. Orta Çağ’da dünya, imparatorlukların değişim ve dönüşüm sürecine, yıkıma ve yeni başlangıçlara sahne olmuştur. Kudretli imparatorluklar siyasi, askeri, dinsel/düşünsel nedenlerle sarsılırken, etki alanlarını yeni imparatorluklara devretmek zorunda kalmıştır. İlginç ve kayda değer bir diğer nokta ise doğu dünyası Orta Çağ’da İslam’ın yükselişi ve Türklerin İslamlaşmasıyla bambaşka bir görünüm sergilemeye başlamıştır. Öyle ki altın çağında İslam dünyası Hristiyan âleminin üç katı büyüklüğe ulaşmıştır. Doğu dünyası bu çağda ihtişamlı şehirler, canlı entelektüel atmosfer, yüksekokullar ve medeni müesseselerle donatılmıştır. Avrupa’nın pek çok araştırmacıya göre “karanlık” bir dönem yaşadığı söz konusu yıllarda, Doğu dünyası altın çağını ve büyük aydınlanmayı yaşamıştır. Doğu dünyası bu çağda binlerce edebiyatçı, bilim insanı, filozof ve âlim yetiştirmiştir. Bu bağlamdaki gelişmeler Doğu dünyasını baştan başa değiştirmiş ve etkileri Batı’ya değin uzanmıştır. Eser bu açıdan da farklı bakış açılarını ortaya koyarak genel bir çerçeve çizmektedir