Toplumların çağdaş uygarlığı yakalamasında ve yaşamını sürdürmesinde en önemli ve en etkili unsurun eğitim olduğu herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir. Eğitime önem vermeyen ve çağdaş gelişmelere kapalı bir eğitim sistemine sahip milletler bir süre sonra Mustafa Kemal Atatürk’ün “Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.” sözünde yer alan sonuçları yaşamaları mukadderdir. Eğitim; bilgidir, araştırma-geliştirmedir, sorgulama-yargılamadır, düşünmedir, deneydir, gözlemdir, eleştirel bakabilmedir, nihayetinde değişme ve gelişmedir. Toplumu oluşturan tüm bireylerin eğitiminin kapsayıcı bir yaklaşımla ele alınması, yüksek niteliklere sahip bir toplum oluşturmanın merkezinde bulunmaktadır. Kapsayıcı eğitim, toplumdaki tüm öğrencilerin, birlikte öğrenmesi gerektiği ilkesine uygun hareket eden bir sürecin ifadesidir. Kapsayıcı eğitime ilişkin uygulamaların temel amacı tüm öğrencilerin eğitim ortamı içinde bireysel farklılıkları ve özelliklerine ilişkin önyargı ve olumsuz tutumlar nedeniyle karşılaşabilecekleri dışlanma ve ayrımcılığın ortadan kaldırılmasıdır. Bu kitap, etkili bir eğitim sisteminin sürekliliği açısından kapsayıcı eğitimle ilgili konuları analitik bir biçimde açıklamayı amaçlamaktadır. Ayrıca, kapsayıcı eğitimi tanımak ve anlamak isteyenlere ve araştırma yapacak olanlara da katkı sağlayacak niteliktedir.