Deniz hukukunun düzenlenmesi çabasında en önemli hususların başında, denizlerdeki yetki paylaşımı gelmektedir. Uluslararası hukukun en köklü kurallarından olan açık denizlerin serbestliği ilkesi ile bayrak devletlerinin kendi gemileri üzerindeki münhasır yetkisi gibi kavramlar, zayıf devletlerin hak ve menfaatlerinin korunması yönünde başvurabilecekleri önemli dayanakları teşkil etmektedir. Uluslararası deniz hukukunda, denize kıyısı olsun veya olmasın tüm devletlere açık denizlerde kendi bayraklarını taşıyan gemilere seyrüsefer yaptırma hakkı tanınmakla birlikte; devletlere, açık deniz özgürlükleri, deniz güvenliği ve emniyeti, diğer devletlerin hakları ve yetkileri, denizlerdeki canlı ve cansız kaynaklar, denizaltındaki kültürel varlıklar, küresel deniz ticareti ve deniz çevresinin korunması gibi pek çok konuda yükümlülüklerde getirilmiştir. Çalışmamızda, devletlerin gemiler üzerindeki müdahale yetki ve yükümlülükleri, uluslararası deniz hukukunun barış ve savaş zamanı kural ve düzenlemeleri kapsamında ele alınmıştır. Her ne kadar Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi genel olarak uluslararası deniz hukukuna ilişkin temel çatıyı oluştursa da, savaş zamanı ortaya çıkacak olan, düşmanca hareketler, tarafsızlık, hedef ayrımı gibi birçok kavram konusunda bu sözleşme tamamen kayıtsız kalmaktadır ve deniz savaş hukuku farklı sözleşmeler ve rehber niteliğindeki çalışmalarla düzenlenmeye çalışılmaktadır. Çalışmamızda, deniz savaş hukukukapsamında devletlerin farklı konum ve statüdeki gemiler üzerindeki müdahale yetkileri, değişen şartlara göre ele alınmıştır.