Tam yüzyıl önce Türk Cumhuriyeti ilan edildiğinde tarih, Birinci Dünya Savaşı sonunda yok sayılan Türk ulusunun, galiplerin emperyalist kuşatması ve kendisini uygarlıkça geri bırakmış düzene karşı vermiş olduğu bağımsızlık ve uygarlık savaşının tüm dünyada saygı duyulur başarılarına tanıklık etmiştir. Türk Devrimi diyeceğimiz bu tarihsel dönüm noktası, tüm mazlum milletlerin özgürlük savaşının, medeniyetperver ulusların uygarlık arayışının zaferidir. Türk devriminin mimarı ATATÜRK’e Haziran 1922’de “düşmanlarınız çok ve kuvvetli” dediklerinde “Evet, karşımdaki düşmanın çok kuvvetli olduğunu biliyorum. Fakat insanlığı savunankimseler, ölümle tehdit edilirlerse de ölmez ve sonsuza kadar yaşarlar” cevabınıvermiştir. Bu cümleden olarak onun yaşamı, kendisini ulusuna ve tüm insanlık ideallerine adamış olduğunu göstermektedir. Nitekim Atatürk, yaşadığı dönemin dikta rejimleri ve ülkesinde saltanat geleneğinin hâkim olduğu bir dönemde, başarılarını tüm dünyaya “Türk Devrimi” şeklinde ulusal bir başarı olarak takdim